7 Haziran 2011 Salı

SAAT 02:00'DA PİŞER Mİ YEMEK?

Cadı'nın mutfağında pişer. Bir kere, gece yemek yapmayı çok seviyorum. Gündüzün koşturmacası, güneşin sıcağı, şehrin gürültüsü ve telaşlı maratonlar olmadan, en sakin, en dingin haliyle mutfakta çalışmayı sever cadı:) 
Hele zeytinyağlılar... Geceden buzdolabına konunca nasıl da hazır olur mis gibi zeytinyağlı soğukluğuyla... Sabah buzdolabını açıp bir tencere zeytinyağlı taze bakla görmek nasıl da güzel bir sabah sürprizi oluyor benim için...
Zeytinyağlı Taze Bakla resmen kendi kişiliği, karakteri olan nadide yemeklerden biridir bana göre. Farklıdır bir kere, yeşildir, olgundur, güzeldir, ne bileyim, hayatın güzel bir aromasıdır bakla kokusu. 
7-8 yaşındayken, Datça'da komşumuzun bakla tarlasında koşturduğum günleri hatırlarım hep bu mevsimde. Sabahtan akşama kadar bahçede, tarlada, ağaçta yaşayan çocuklar olarak, öyle masaya oturup yemek yediğimiz öğünler nadirdi bizim için. Karnımız acıktı mı, çıkar ağaca, erik, kiraz, badem, şeftali ne bulursak yerdik. Ağaçların reçinelerinden yapış yapış olmuş ellerimize bir de şeftalilerin suyunun turuncu lekeleri bulaşmadan da eve girmezdik.

Çiğ bakla yediğimi hatırlıyorum. Yüzünüzü buruşturuyorsunuz belki, ya da "ay karnın ağrır" diyorsunuz. Haklısınız da... Ama işte benim için çiğ bakla taneleri, koca bir tabak spagettiye eşitti o zaman. Ondan değerlisi yoktu. Isırganlardan kıpkırmızı olan bacaklarımı kaşıya kaşıya, avucumdan bakla taneleri düşe düşe koşardım eve anneannemin yanına. Mutfakta pişenler ayrı bir hikaye. Beyaz peynirli kus kus pilavını unutamam mesela. Nefis patates salataları, zeytinli, karabiberli tuzlu kekleri... Rahmetli anneannem, Edremitli anneannem aynı şekilde bir de zeytinyağlı ustasıydı işte.
Zeytinyağlı bakla tarifini ondan almadım. Kayınvalidem, annem (anneannemden öğrendiği kadarıyla), okuduklarım...Hepsinin karmasıdır benim zeytinyağlı taze bakla tarifim: ("Instagram"ladığım fotoğrafıyla birlikte:)

ZEYTİNYAĞLI TAZE BAKLA

750 gr. taze bakla
2 orta boy soğan
1-2 diş sarımsak
1 tatlı kaşığı kaşığı un (ayrıca baklaların kararmaması için 2-3 çorba kaşığı un ve limon katılmış suda beklettim, bunu tarife eklemedim, aklınızda bulunsun)
2 çorba kaşığı şeker (zeytinyağlılardaki şeker merakımı önceki yazılarımı okuyanlarınız bilir, bu aralar rejimden dolayı şeker miktarlarını da azaltıyorum, düşünün yani, bu azaltılmış hali:)
1,5 su bardağı su
1 tatlı kaşığı tuz
limon suyu
zeytinyağı (tercihiniz oranında; bir miktarını soğanlarını kavurmak için kullandım)
dereotu (çok az bir miktar pişerken de ekliyorum, kokusunu baklaların iyice çekmesi için)

Dediğim gibi kararmaması için baklaları yıkadıktan sonra uçlarını kestim ve yukarıda anlattığım unlu limonlu suda beklettim. Sonra yıkayıp, süzdüm. Tencereye zeytinyağını ilave ettim ve önce soğanları kavurdum. Soğanlar yumuşayınca süzdüğüm baklaları ekledim ve limon, ezilmiş sarımsak, su, zeytinyağı, 1 tatlı kaşığı un karışımını tencereye, baklaların üzerine ekledim. Biraz karıştırdım, dereotu ekledim, tencerenin kapağını kapattım. Kötü haber, toplam ne kadar pişirdiğimi bilmiyorum. Yarım saat kadar sonra kontrol etmeye başladım. Sonra biraz daha bekledim. Baklalar iyice pişip, yumuşayınca ateşin altını kapadım. E tadına da baktım tabi:) Çok lezzetliydi, sabaha kadar nasıl bekleyeceğimi düşündüm. Ama bekledim:)
Ilınınca üzerine bol dereotu ekledim. Daha sonra buzdolabına kaldırdım. Şimdi, biraz annemlerde, biraz bizde olmak üzere, zeytinyağlı taze baklalarımız sahneye çıkmayı bekliyor. Ben yavaş yavaş mutfağın yolunu tutayım, siz de kısa zamanda pazara, markete, iyi bakla satan herhangi bir yere uğrayıp bakla ziyafetinizi hazırlamaya başlayın...
Uzun zaman olmuş, burayı çok özlemişim, sizleri de:)

6 Haziran 2011 Pazartesi

ÜZERİMDE BİR HAFİFLİK

Taşıdığım fazladan 10 kg'ı bıraktım bir kenara:) İşte bu nedenle de çok çörek börek tarifi yayınlama fırsatım olmadı maalesef. Ama değişik salata tarifleri, zeytinyağlılar ve hafif lezzetlere yazık olmasın istiyorum. Yazmaya devam o yüzden. Beni izleyenleriniz alıştı zaten. Bir varım, bir yokum... İşlerin yoğunluğu, rejim maratonu vs. derken uzak kalmışım yine bir kaç ay. Gece gece yazmak geldi içimden şimdi. Özlemişim blogumu.
Bu arada sevgili Maneki Neko'yla çok keyifli bir fotoğraf çekimini geride bıraktık. Fotoğraflar dan ilk bir kaç tanesi burada. Albüm hazırlığı da tüm hızıyla devam ediyor. O zaman ben yazmaya devam, siz izlemeye, paylaşalım ne varsa hayatta:)
PINAR CADISI © 2007 All Rights Reserved