Daha sonra Gökhan'ın dayısı ve yengesiyle bir kaç gün geçirmek için Marmaris'e gittik. Son derece komik ve eğlenceli bir yolculuktu bu. Marmaris Koop.'nin şirin minibüsüyle, ciddi şöför amca ve cama asılı onlarca minik ayıcıkla, hatta sünnet fotoğraflarıyla, dantellerle gittik Marmaris'e. Nasıl keyifli bir yolculuktu anlatamam.
Sanırım Bodrum'un sadece şanı, şöhreti ve popülaritesi kalmış geriye. Marmaris'ten sonra o kadar çorak, renksiz ve boş geldi bize. Apayrı bir lezzet tabi, apayrı bir ruh...Çok eleştirmek gelmiyor içimden, Bodrum başka, herşeye rağmen...
En son 15 yaşındayken gittiğim Marmaris nasıl şahane bir yer olmuş. Hem yeşil, hem mavi. Kuru gürültüden uzak, sakin, eğlenceli. Ama yaşadığımız en mutlu anlar Akyaka'da idi. Akyaka bir cennet. Marmaris'e yarım saat uzaklıkta bir köy. Sevimli evleri, kumsalı, ormanıyla masallardan çıkmış gibi adeta.
Tabi İstanbul çocukları en fazla 1 hafta uzak kalabildi şehirlerinden. Özledik memleketimizi. Yağmuru, çamuru, trafiği, gürültüyü bile özledik. Kararında bıraktık, geldik evimize ama
çok beklettim siteyi takip edenleri. Anılar aklımda, bir bir yazıya döküp paylaşacağım...Tatil cadıya yaradı galiba. Bir huzur, bir mutluluk içimde. Lakin en güzel yer evimmiş, onu anladım...
2 yorum:
Bodrumda Gümüşlüğü, Ortakenti, akyarları,Turgutreisi vs vs vs gördün müüüü Bodrum Turgutreiste oturan oturan biri olarak :) çorakmış hııııııııııııh....
evet haklısın gerçekten, oralara göre çorak kalıyor biraz ama garip bir de büyüsü var buranın, belki kocamla gittim diyedir:))
Yorum Gönder