6 Ağustos 2008 Çarşamba

EKOSE KURABİYELER



Elle öylesine doğaçlama şekil verilmiş kurabiyeler sanki daha bir ev kurabiyesi, daha bir doğal görünümlü oluyor. Ama işte mükemmelliyetçilik batsın böyle şekil şemal şeylere de bayılıyor insan. Nasıl mutlu oldum bu kurabiyeleri yapınca anlatamam. Ne var bir kurabiye yapmakta, niye her şeyden mutlu oluyor bu cadı diyeceksiniz. Demeyin!...Siz de ekose kurabiye yapın, siz de mutlu olun:)

Her şey sabah sabah canımın kurabiye çekmesiyle başladı. Ne yapsak ne etsek; mutfakta volta atmaya başladım...Bir kaç gün önce dergide gördüğüm bir tarif geldi aklıma ama zordu ya, yapabilir miydim?

Hemen cadı sesimle içeriye haykırdım: "Gökhaaaaan!"...İyi niyetli kocacığım başına geleceklerden habersiz "efendim hayatım?" dedi. Başladım saymaya: "Buğday nişastası, pudra şekeri, kakao, tereyağı..." "Eeeee?" dedi. "Bakkaldan alır mısın?" dedim.

Hep de böyle iyi kalpli adamlar cadılara yar olur, Allah başımdan eksik etmesin:)



150 gr buğday nişastası (Böyle gramlı kilolu, deniz milli tariflere kıl oluyorum ama racon böyle profesyonel ortamlarda)
225 gr pudraşekeri
600 gr un
1 paket şekerli vanilin

Bunları güzelce tarttıktan sonra genişçe bir kabın içine eliyoruz. Elemek ne demek? Hani böyle incecik delikli tel süzgeçler vardır ya? İşte ona döküp sallıyoruz, eleniyor.

Sonra yumuşamış tereyağı ekliyoruz. Ama tarifte 450 gr tereyağı diyordu. Çok geldi bana bu oran, cesaret edemedim o kadar koymaya. 300 gr kadar koydum, tabi sonra pişman oldum çünkü kurabiyelerin üstünde çatlamalar oldu. 1 adet yumurta akını da eklemeliydim ki eklemeyi ben unuttum, aman siz unutmayın, az önce farkettim, tarifi gözden geçirirken, çok utandum kendimden, çok tarumar oldum. Hamuru yavaşca yoğuruyoruz. Bu yoğurma işini yaparken şarkı söylemenizi tavsiye ederim, aslında her yemek yaptığınızda şarkı söyleyin, inanın daha az yorulursunuz ve daha çok keyif alırsınız.

Yoğurduğum hamuru iki parçaya ayırdıktan sonra birinin üstüne kakao döktüm, 2 çorba kaşığı kadar. Sonra iki ayrı hamuru yeniden yoğurdum ve 1/2 cm kalınlığında açtım (elinizle bastırsanız da olur.) Beyaz hamuru kakaolunun üstüne koyup şeritler kestim. Daha sonra bu şeritleri beyaz siyahın, siyah da beyazın üstüne gelecek şekilde üst üste koydum ve bıçakla dilimledim. İşte bu inanılmaz ekose şeklin hikayesi budur. Yalnız hamurları üst üste koyarken aralarına yumurta akı sürmeliyiz yoksa ayrılırlar. En son olarak fırın tepsisine yağlı kağıt koydum ve 170 derecelik fırında 15 dk kadar kurabiyelerimi pişirdim.

Bu arada kalan hamuru yine beyaz ve kakaoluyu üst üste koyarak bu sefer rulo şeklinde sardım. Bir kısmını da esmer şeker ve hindistancevizi karışımına batırdım.




Lezzet ve görünüm olarak ekose olanlar şahane oldu. Diğerleri biraz daha mütevazi kurabiyeler oldu sanırım. Bu arada tarif La Cucina ITALIANA dergisi Haziran sayısından, ama bir çok değişiklik yaptım ben, ister istemez. Her zaman olduğu gibi siz dilediğiniz gibi yorumlayıp sonucu yazabilirsiniz.

Ha bu arada Gökhan kurabiyeri tadınca şöyle dedi: "On kere yapsan, on kere gider alırım malzemelerini karucuğum"...

3 yorum:

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Bu kurabiyeler nefis olmuş şeker,yanına da mis gibi çay,deyme keyfine:-) eline sağlık cadıcık...sevgiler

Pınar Günay dedi ki...

tesekkur ederim sevgili neslihan.gercekten de yaninda soyle guzel demli bir cayla harika oluyor:)Cadi oper yanaginizdan:)

Miskokulu Lezzetler dedi ki...

Az cadı değilmişsin hani.Şu tariflere kurabiyelere bak.Pınarcığım ciddiyim sen ortalarda fazla gözük lütfen.Cadı tatlarından mahrum kalmasınlar..Kocaman sevgiler.

PINAR CADISI © 2007 All Rights Reserved