22 Mart 2010 Pazartesi

YAPRAK SARMA CENNETİNDE, DÖRT KÖŞE BİR CADI

Öyleyim vallahi...Sevinçten dört köşe bir halde koşturacağım şimdi evin içinde. Kediler de anladı bendeki değişikliği..."Dolmadan önce anne" ve "dolmadan sonra anne" şeklinde kedi hissiyatına uygun değerlendiriyorlar şimdi beni...
Benim bu dünyada en çok, evet evet, en çok sevdiğim lezzet "Zeytinyağlı Yaprak Dolması" mucizesi...Dünyanın en özgün, en harika, en mükemmel, en lezzetli yemeğidir bence kendileri.
Bu yaşımda süper ötesi zeytinyağlı yaprak dolma yapmamın ve bir nebzecik mütevazı olmayışımın nedenlerinin birincisi genetik kodlarımı borçlu olduğum rahmetli anneannem "Edremitli" Yıldız Bingöllü, ikincisi ise çerkez kızı kayınvalidem Serpilciğimin tarifini uyguluyor olmamdır.
Tarifi vereyim mi?
Ama biraz cesaret ister bu tarif; zira şekeri, yeşillikleri, baharatı boldur, şaşırtmasın sizi sonra...

3 su bardağı pirinç (dolma için ideali Osmancık pirinci derler ama ben Baldo kullandım)
2 adet orta boy soğan
1/4 bardak kuş üzümü
1/4 bardak dolmalık fıstık
yarımşar demet maydanoz ve dereotu
biraz taze nane (nane zevkinize göre elinizle koparıverin)
2 tatlı kaşığı yenibahar (dolma baharı)
1 çay kaşığı tarçın
2-3 çorba kaşığı toz şeker (işte bu konu genellikle şöyle bir durduyor konuştuğum herkesi. Deneyenden söylemesi, lezzet harika oluyorsa hiç çekinmeyin...)
2 tatlı kaşığı kadar tuz (zevkinize göre ayarlayın)
kuru nane
zeytinyağı
1 adet limon
3,5-4 su bardağı sıcak su
500 gr salamura asma yaprağı
İlk önce yaprakları hazırladım. eğer biber dolması yapacaksanız dolmalık bibere, diğer çeşitler için karalahana veya lahanaya aynı içi kullanabilirsiniz. Asma yaprağı tazeyse bir miktar suda haşlamak gerekiyor ama ben salamura kullandım. Buna rağmen, önce bir kaç kez suyunu değiştirerek yarım saat kadar suda beklettim, sonra da 3-4 dakika kadar haşladım. İki elimle iyice suyunu süzdüm ve içi yerleştirmeye hazır hale getirdim.
Dolmanın içi için, öncelikle fıstıkları zeytinyağında kavurdum. Hafif kahverengi hale gelmeye başlayınca soğanları ekledim. Önce yüksek ateşte biraz kavurdum, sonra kısık ateşte üstünü kapayarak bir kaç dakika pişirdim. İyice yıkayıp, yarım saat suda beklettiğim pirinçleri de ekledim. Ardından kalan baharatları attım içine. 2 su bardağı suyu da ekledim, kağını kapattım ve pilav pişirir gibi suyunu çekene kadar pişirdim. Kapağını açar açmaz dereotu, nane ve maydanozu ekledim ve karıştırdım. Dolma içi artık hazır hale geldi.
Asma yapraklarına tek tek hazırladığım içten koydum. Önce kenarları kapadım, sonra da ince ve sıkı bir şekilde sarmaya gayret ettim. Yalnız çok da sıkı sarmayın, çünkü piştiği zaman zaten şişecekler.
Tencereye yerleştirmeden önce bir kaç asma yaprağı ile tencerenin dibini kaplamayı unutmayın yoksa dolmalarınız yanar.
Tüm dolmaları sardıktan sonra üzerlerine, kalan 1,5-2 bardak sıcak suyu, 1 limonun suyunu, göz kararı biraz tuz ve şekeri karıştırarak ekledim ve üzerine bir tabağı ters çevirerek kapadım. Kapağı da kapattım ve kısık ateşte pişmeye bıraktım.
Burada bana kızacaksınız çünkü ne kadar süre pişirdiğimi inanın bilemiyorum. Ben dolmanın kokusuna göre pişip pişmediğini anlıyorum. Hatta en alttakileri çok hafif yanık sevdiğim için burnuma çok hafif bir yanık kokusu gelince kapatıveriyorum ateşin altını. Bence siz bu tarifi uygularken mutlaka kısık ateşte pişirin ve 20 dakika sonra suyunu çekmiş mi diye bir kontrol edin.
Pişen dolmaları bir maşa yardımıyla tabaklara alın ve iyice soğuduktan sonra limon dilimleriyle süsleyerek (isterseniz) servis yapın...
Cadı, bir an evvel soğumaları için dua ediyor, büyü filan yapacak şimdi çabuk soğusunlar diye...Hadi afiyet olsun, Edremetli Yıldız Bingöllü'nün ruhu şad olsun...

6 yorum:

Hayattan Azıcık dedi ki...

Bayılırım bende özellikle bol şekerlisine bende 10 kesme şeker atıyorum bol zeytinyağ ama egelilerinki ile bildiğimiz kavrularak yapılan dolmanın karması olmuş. Denemek şart zeytinyağlı hastası biri olarak... Sevgiyle kal...

Pınar Günay dedi ki...

sen de sevgiyle kal..bu değerli yorumlar çok önemli benim için, teşekkür ederim:)

Oya Kayacan dedi ki...

Bıraktığın nottaki lafın gelişinden anladım vallahi burada sarma olduğunu. Benim de sofraların en güzellerinden değerlendirmeme girer zeytinyağlı yaprak sarması. Yapmam pek ama yapılan yerlerden hiç eksik olmam! Baharatına da hiç diyeceğim yok. Bizde sadece soğanı fazla tutulur. Bir kilo girer yani en azından bu kadar pirince. Rengi de şahane olmuş, bu çok önemli asıl. Öğretenlerin ve uygulayanın elleri dert görmesin.

Pınar Günay dedi ki...

senden bunu duymak nasıl mutlu etti beni anlatamam:)Senin de ellerin dert görmesin bi de bi sürü teşekkür:))

Tijen dedi ki...

Vallahi ben de çok severim Pınar'cığım. Afiyet olsun. (Annem gelince söyleyeyim de yapsın, bizde sarmacı odur)

Pınar Günay dedi ki...

harika:) annelerin elinden bir başka oluyor dolmanın lezzeti...

PINAR CADISI © 2007 All Rights Reserved